6 Eylül 2009 Pazar

Ercan-Tükiye-Küfür Şeytan Üçgeni

"Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" yazımdan sonra uzun zamandır okumadığım kadar mail okuma imkanı buldum. Yazımı okuyanlar üşenmeyip saygı ve sevgilerini sunmak istemişler, sağolsunlar.. İnbaksımı şişirmişler az buçuk..

Profilimde belirttiğim mail adresime gelen maillerinden 17 tanesinde (üşenmedim saydım) bu sevgi ve saygılar küfür seviyesine kadar çıkmış. Duygulandım, gözlerim yaşardı..

Hain olduğumu söyleyenler de var, ailemin halini hatrını soranlar, kime hizmet ettiğimi merak edenler falan var. Hepsini muhabbetle kucaklıyorum(!).

Birini okurken çok keyiflendim. "Benim yurttaşım bu olmalı işte!" dedim. Kardeşimiz bunları yazacak kadar cesaretim olduğu halde kendi fotoğrafımı koyacak kadar cesaretim olmadığını belirtmiş. :)

Eleman haklı! Belki yolda görüp yanaklarımdan öpmek isteyecek.. Aşağıdaki fotoğrafta kırmızı daire içerisindekiyim. İhtiyacı olan maillerine devam edebilir efendim..




Sevgi ve saygıyla!

3 Eylül 2009 Perşembe

Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye

Bir haftadır şehir dışına gidip gelmemden midir, boynumdaki ve ruhumdaki sakatlıktan mıdır nedir birmem hiç yazasım yok. Yoktu.. Taa ki bu TSK'nın başlıktaki sloganla afiş bastırıp, bir sürü pano kiralayıp, teşhir etmesine kadar.. Nedir bu; "Ordunun Reklam Açılımı".




Düşünüyorum düşünüyorum; neresinden tutsam elimde kalıyor. En başta bu müthiş fikir hangi dehadan çıktı acaba? Bu fikri ilk nasıl dile getirdi? Düşünün; çok ciddi bir toplantıda, omuzları galaksi gibi yıldızlarla dolu kelli felli, yaşlı başlı bir sürü adamın arasından biri çıkıp "Bir afiş bastıralım, üzerinde Atatürk, Türk bayrağı, mehmetçik, silah, savaş uçağı ve gemileri olsun. Üzerinde de 'Güçlü Ordu - Güçlü Türkiye' yazsın. Bir yerine de amblemimizi sıkıştırırız. 30 Ağustos'ta da piyasaya sürdük mü 'Zafer Bayramı Sloganı' adı altında, bu afişi her yerde kiralayacağımız panolarda teşhir ederiz. Nasıl fikir ama.." der. Böyle fikirler her zaman gelmez, altını kalın kalın çizmek gerek.

Şimdi ben bu durumun neyini yazsam acaba?.. Böyle önemli ve hatta hayati pozisyonlardaki kafalar bunlara mı motive? Bu toplantılarda bunlar mı konuşuluyor? Böyle bir fikir nasıl onay alabilir? Böyle afişleri gören çocukların ilerde bir militarist toplum yandaşı olma ihtimalleri birilerinin hoşuna mı gidiyor? -ki bir insan militarist bir görüşte de olabilir, demokratik toplumların temelini bu çeşitlilik ve ihtimaller oluşturur. Ama bu çeşitlilik etkilenip şekillenmekle mi yoksa düşünüp oluşturmakla mı meydana gelmeli? Gidip de alış-veriş merkezlerinin tam karşısına, okulların yanındaki panolara falan bunları asarsanız bu gibi sorular daha da derinleşerek artabilir..

Gelelim afişin içeriğine.. Atatürk resmine diyecek en ufak bir şey yok. Benim gibi saatinin içerisinde bile Atatürk'ün imzasını ve silüetini görmeyi seven insanların ziyadesiyle hoşuna gider. Zira Türk bayrağı için de aynı durum söz konusu.. Ama bana bu güzelliklere bakan çocukların gözünün içine silah, savaş uçağı ve gemisi sokma fikrini kim açıklayabilir? Hadi diyelim yeni nesil taş gibi, hiçbişeyden etkilenmedi. Harika.. Peki ya koca koca puntolarla yazılan yazı ne kadar doğru? Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye. Ordu güçlü mü? Türkiye güçlü mü? Ordu güçlendikçe Türkiye de güçleniyor mu? Çoğu insan "Ordumuz güçlü çok şükür!" diyecektir. Hadi ordan! Tam otuz bir yıldır çapulculardan oluşan, kendilerine PKK diyen bir grubun üstesinden gelemeyen, hiç bir zaman destek, teçhizat, insan, iş gücü, para ve otorite sorunu yaşamadığı halde yakın tarihte hiçbir elle tutulur başarısı olmayan kaç kurum vardır? Adı "ordu" olmasa çoktan özelleştirilirdi "Zarar edip duruyor, bir faydası yok" diye.. "Ama PKK bir çok ülke tarafından destekleniyor, paraları silahları eğitimleri karşılanıyor falan filan.." diyenler çıkacaktır. Hadi haklılar diyelim.. Peki Türkiye'yi mayın ülkesi haline getirip de sonra bu mayınların temizlenmesi söz konusu olduğunda "Yeterli eğitimli elemanımız mevcut değil, NATO'dan para karşılığı bu hizmeti satın alalım" dediklerinde de mi komik duruma düşmediler? "NATO abi, biz sadece yere gömmesini biliyoz bu mayının, al şu parayı da temizleyiver" demekten ne farkı kaldı bunun? İşte tüm bu olanaklara rağmen bu kadar aciz durumdadır ordumuz, gözümüzü açıp, bu vatanı koruma vazifesinin halâ biz "henüz kamusallaştırılmamış vatandaşlar"da olduğunu unutmamamız lazım.

Peki Türkiye güçlü bir ülke mi? Bu soruyu cevaplamayacağım bile.. Kafa şişirmeye gerek yok.. http://sozluk.sourtimes.org/?t=a%C5%9Fikar

Peki ordu güçlendikçe Türkiye de bu paralelde güçleniyor mu? Onaylanan 2009 devlet bütçesinden açıklandığına göre Milli Savunma Bakanlığı'nın ödeneği 2008 ödeneğine oranla 9,5% artarak 14 milyar 532,6 milyon TL olarak belirlendi. Bu ödenieği arttırırsak daha güçlü bir ordumuz, buna bağlı olarak daha güçlü bir Türkiyemiz olsun ozaman..

Bu durum çocukken "Ulan Coca Cola'nın da reklam yapmaya ihtiyacı mı var ki milyon dolarlar harcıyor salaklar" dememize eşdeğer aslında. Gelecek nesillerin dimağlarına kazınmanın yegane yoludur reklamlar afişler.. TSK'nın reklam filmi! Yakında tüm gerekli gereksiz TV kanallarında..

Not: Tam da bu afişteki koca silaha takmış durumdayken aklıma önünden hergün geçtiğim Cumhuriyet Gazetesi'nin önündeki koruma görevlisinin elinde bütün gün salladığı, yeğenimin boyundaki silah geldi aklıma.. Sustu düşüncem.. Belki de gerçekten böyle bir ülke, böyle bir milletiz.. Bilemedim şimdi..