İyi şeylere hep şeytan burun sokar.. Ümit Özat'ı yazcam dediğimden beri internetim kesik :)
Kim bu adam?
Ümit Özat
- 1976, Ankara' da doğdu.
- 19 yaşında (1995) geldiği Gençlerbirliği'nde 5 yıl içinde 4ü Avrupa kupalarında olmak üzere 166 resmi maçta görev aldı, toplam 14 gol attı.
- 2001 yılında Fenerbahçe'ye transfer olup 2003 yılından Köln takımına transfer olduğu 2007 yılına kadar bu klübün takım kaptanlığını üstlenmiştir.
- Sadece sağ ayağını kullanabilmesine rağmen 4 yıl boyunca sol bek oynayıp, bu pozisyonda A Milli takıma seçilmiştir.
- Fenerbahçe'nin şimdiye kadarki en çok asist yapan sol bek oyuncusu olmuştur.
- Köln takımında gittiği ilk yıl takım kaptanı görevini üstlenmiş ve BundesligA da kaptanlık yapan ilk türkoyuncu olmuştur.
- 6-0 'lık efsanevi maçta son golü atan oyuncudur.
- 2008 yılında oynadığı Karlsruhe maçında kalp krizi geçirip tüm sevenlerini korkutmuş, arkasından iyileştiğinde futbolu bıraktığını açıklamıştır.
- Futbolu bıraktıktan sonra Köln takımında antrenör olarak kariyerine devam etmektedir.
- Geçen günlerde bir antrenman sırasında yeniden fenalaşan Ümit Özat şuanda yeniden sağlığına kavuşmuş ancak bir süre dinleneceğini açıklamıştır.
- Gittikten sonra yerine gelen dünyanın en iyi sol beki Roberto Carlos'un Ümit'in yerini nekadar doldurabildiği tartışılır..
Ne kadar da gereksiz zırvalar değil mi? Evet, aynen öyle.. İlk kalp krizi geçirdiğinde haber programlarında ilk haber olmasının nedeni bunlar değildi zaten.. Fenerbahçe'ye transfer olduğunda kimse nekadar önemli bir transfer olduğunu falan konuşmuyordu, sıradandı. Sonrasında bir insanın nasıl çalışkan olup nasıl sabır göstermesi gerektiğini aylar sonra Daum'un vazgeçilmezi olduğunda herkese gösterdi. Defansın ortasında başladı, ön liberoya geçti. Oyun kurdu, pas dağıttı. Sonra Fenerbahçe'nin sol beke ihtiyacı oldu, sağ ayağına bakmadan sol bek oldu. Kaptan oldu, hiçbir maçtan sonra TV lere çıkıp atıp tutmadı.. 6. golü attı, röportajında hep diğer 10 (biri oyundan atılmasına rağmen) arkadaşını övdü. "Sağ ayaklı sol bek mi olur?" sorusuna yaptığı asistler, giydiği milli forma ile yanıt verdi. Maçta kavga ettiğini hatırlayan var mı? Ya da antrenmanda sakatlandığını falan?.. Fenerbahçe oyuncularının el attığı her yardım organizasyonunda ilk adımı hep o attı. Kendisi için söylenebilecek ilk kelime herzaman "efendi" olmuştur.. İşte yukarıda sadece ufacık bir kısmını yazabildiğim özellikleri nedeniyle Galatasaraylı taraftarlar bile kalp krizi geçirdiğinde onun için dualar etti.. İşte bu nedenlerle Köln takımının Alman taraftarları stadlarını Ümit Özat posterleri ve pankartları ile doldurdular.. Bu yüzden O yerde yatıp hayatta kalma mücadelesi verirken yıllarca rakibiolan Mondragon yere çökmüş ağlıyordu.. Daum ayrıldı ama O hala Köln'de.. Milyonlarca doları bulunan, herkesin tanıdığı birinin kendini bozmaması öyle küçümsenecek birşey değildir.. 27 yaşımda Tuncaylı Alexli Fenerbahçe'nin kaptanı olcam, okadar param olcak, herkes beni tanıcak, 2002'de Dünya 3. sü olan takımında oynucam, havalarda uçmam için kanada pervaneye ihtiyacım kalmazdı..
Daha iyi insanlar muhakkak var.. Ama onların çoğu bu saydığım sosyal konuma sahip değiller.. Sırf insanların kendisini tanıması için takım yönetimlerine girmek için servetlerini ortaya dökenlere (bknz: Saadettin Saran, Erdal Acar, Abdürrahim Albayrak) baktıkça, bu takımlardan birinin kaptanı olmak bayağı gurur verici birşey olsa gerek diye düşünüyorum.. Hem de üstüne tonla para alıp :)
Bu adamlara kocaman gözlere bakıp, onların forma numaralarını kendi numaraları yapmaya çalışan, onlar gibi koşup pas atmaya çalışan, onların yerine geçmek isteyen birsürü çocuk var bu ülkede. Oyüzden bu çocukların karşısında pırıl pırıl bir portre gibi durabilen herkesin isminin altını çizmek gerek.. Bugün Ümit, yarın bir başkası..
Siz örnek olmaya devam edin, biz takdir etmeye..
Bu adam için çok silik bir yazı oldu.. Ama elimden gelen budur...
25 Ağustos 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder